Sağlık, Bilim, Eğitim ve Yerel Yönetimler alanında çalışmalar yapmış ve özellikle aile yapısı üzerine kaleme aldığı yazılarla dikkatleri çeken Ercan Özçelik tarafından kaleme alınan "Milletimizin Kaynağı Ailemiz, İşte Böyle Yok Ediliyor!" başlıklı yazının bir bölümü olan "Süresiz nafaka neden zulümdür?" kısmını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Süresiz nafaka neden zulümdür?
Evlenen kadınların kocaları üzerindeki kişisel maddi hakları, mehir alacaklarında kurumsal kimlik kazanmıştır. Mehirin miktarını belirlerken ele alınan temel ölçü ise, ölüm veya boşanma nedeniyle dul kalan kadınların, en azından tekrar evlenmelerinin haram olduğu 3 aybaşılık iddet dönemi kadar kimseye muhtaç olmayacakları maddi değere sahip olmalarıdır.
Kadınların, boşandığı erkekler üzerinde, sahip oldukları ortak çocukların masrafları dışında bir hakları yoktur. Boşanan veya dul kalan kadınların, mehirleri bittikten sonra ekonomik darlığa düşmeleri halinde, sahip çıkma sorumluluğu öncelikle hısım ve akrabalarına, ki İslam dini de, Türk Medeni Kanunu 364. Maddesi de bunu açıkça emreder, sonra toplum ve sosyal devlet üzerindedir.
Hasbelkader bir kaç gün, birkaç ay veya yıl evli kaldığı, boşandıktan sonra yan yana gelmelerinin haram olduğu, tamamen yabancı sayılan bir erkeği, kadın evlenmez ve işe girmezse, ömür boyu nafaka ödemeye mahkum etmek, hem dünyada hem de ahirette savunması yapılamayacak bir zulümdür. (101)
Eski karısına, çocuğu olmadığı halde yıllar boyunca nafaka ödemek zorunda kalan erkekler, yalnız başlarına zulüm görmüyorlar. Sonradan evlendikleri kadınlar ve çocukları da bu zulme maruz kalıyor. Hangi kadın, kocasının yıllar önce boşandığı eski karısına, her ay maaş öder gibi rızkının koparılıp verilmesine razı gelir?
Evlilik akdi, kadın ve erkek arasında yapılan, karşılıklı faydalanma ve dünya-ahiret yolculuğuna hazırlanma sözleşmesidir. Bu akde dayalı olarak, maddi ve manevi sorumluluklar, kişisel hizmetler ve cinsel birliktelikler yaşanır. Sözleşme ortadan kaldırıldıktan sonra, hiç bir faydanın sağlanmadığı, sağlanmasının da yasak olduğu bir ortamda, ucu belirsiz cezalandırma gibi, süresiz nafaka mahkumiyetinin adaletle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Evlenen kadınlar uzaydan gelmediğine göre, boşandıklarında onlara sahip çıkacak aile ve akrabalarının, onlar da yok veya imkanları yetersiz ise, toplumun vergilerinden beslenen sosyal devletin devreye girmesi gerekir. Bir kadının maddi sorumluluğunun, sınırlı bir süre evli kaldığı erkeğe ömür boyunca yıkılması, kadının akrabalarının ve devletin sorumluluktan kaçarak, eski kocayı günah keçisi yapması anlamına gelir.
Yargının T.M.K. 364. maddesine göre, kadının ailesini yardım nafakası ödemeye zorlaması gerekirken, zaten yuvası dağılmış olan erkeğe yapışması, kolaya kaçmaktan ve adaleti sarsmaktan başka bir şey değildir.
Ensesinde süresiz nafaka kılıcını her zaman hisseden erkeklerin, evliliğe kolay kolay yanaşmayacağını, boşanmış ve eski karısı kendisini aldatmış olsa da(102) süresiz nafakaya mahkum edilmiş olanların ise, yeniden evlenmekte zorlanacağını, evlenmeyi başarsalar da yeni karıları ve çocuklarıyla hiç bir zaman huzur bulamayacaklarını bilmek için, alim olmaya gerek yok!
Boşanmanın en sevilmeyen mubah olduğunu, aileyi kurtarmak için beyaz yalanlar dahil mümkün olan her şeyin yapılmasını, dara düşen ailelere yardımda bulunulmasını hem dinimiz emrediyor, hem de insanlığımız bunu gerektiriyor. Her şeye rağmen boşanma olduğunda, üstelik kadın tarafı haksız da olsa süresiz nafakaya mahkum edilen erkeklerin durumu içler acısıdır.
Nafakasını ödeyemediği için tazyik hapsine atılan, birikmiş nafaka borcundan dolayı maaşına haciz geleceği için sigortalı çalışamayan nice mazlumlar var bu ülkede. Topu topu 10 gün evli kaldığı bir kadına, tam 29 yıldır nafaka ödeyen erkeğe reva görülen durum, katmerli zulümden başka bir şey değildir.
Kadına pozitif ayrımcılık yapmak adına, boşanan erkeğe süresiz nafaka zulmüne mecbur bırakılmasının, artık tahammül edilemez bir duruma dönüştüğünün görülerek, gerçek adaletin tesis edilmesini bekliyoruz.
Aslında, 2016 yılında TBMM’de Aile için kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun, 399 sıra sayılı 493 sayfalık raporunda çok yönlü değerlendirmeler yapılarak, nafaka konusunda ise nafakanın süreli yapılması, süre bitiminde mağduriyeti devam eden kadınlar için, sosyal yardımlaşma vakfı gibi devletin sosyal desteğinin sağlanması gerektiği ortaya konulmuş. Akıl ve vicdan sahibi herkesin kabul edebileceği bu zulmün, kaldırılmasına engel olan ideolojik yapıların, dernek ve oluşumların kulisi etkili olmuş ve süreli nafaka düzenlemesi geciktirilmiştir. (103)
101.10 Günlük Evliliğe 29 Yıldır Nafaka Ödüyor (Doğan Haber Ajansı)
102. Mahkemeden ödül gibi karar! Aldatan kadına nafaka (Yeni Akit)
103. 399 Sayılı Meclis Araştırma Komisyonu Raporu (TBMM sitesi)
Yorum yazarak Mihrap Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mihrap Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Mihrap Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Mihrap Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Mihrap Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mihrap Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Mihrap Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Mihrap Haber değil haberi geçen ajanstır.