Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İzmir Gaziemir Emirsultan Camiinde özel bir kandil programı düzenledi.
Türkiye’nin ünlü hafızlarından Kur’an-ı Kerim tilavetleri, Mevlitten bölümler ve Diyanet İşleri Başkanlığı Tasavvuf korosunun seslendirdiği ilahilerin yer aldığı programda konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Hz. Peygamberin hayatından örnekler vererek, insanlığa taşıdığı mesajı anlattı.Hz. Peygamberin zor ve karanlık bir dönemde dünyaya gelerek insanlığa huzur, özgürlük ve aydınlık getirdiğini belirten Başkan Yardımcısı Yılmaz, şunları söyledi; “O, insanlık karanlıklar içindeyken geldi, insanlığa huzur ve aydınlık getirdi…”O kainatın efendisiydi, alemlere rahmetti. Öyle bir zamanda doğdu ki, insanlığın karanlıklar içinde kıvrandığı, Ortaçağın karanlık dünyasında insanlığın insanlık haysiyetini yitirdiği, kadınların meta gibi satıldığı, güçlülerin güçsüzleri ezdiği, köleleştirdiği, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, ‘cahiliye’ diye tabir edilen zor bir zamanda dünyaya gelmişti. Gönüller aydınlanacak bir nur arıyordu. Böyle bir zamanda Allah, temiz nesillerden, temiz ailelerden efendimize ulaşan o güzel soydan Mekke’de alemlerin efendisini dünyaya gönderdi. “Allah’tan aldığı emirle insanları kutlu yola davet etti…”Allah O’nu safha safha peygamberliğe, insanları ve insanlığı irşada hazırladı. Hayatın her safhasından geçti. Yetimliğin ve öksüzlüğün burukluğunu yaşadı. Çobanlık yaptı, ticaret yaptı. Her safhadan geçerek kemale eren Muhammed Mustafa 40 yaşına geldiği zaman Allah artık onu daha yoğun biçimde nübüvvete hazırlamak için Nur Dağının Hira Mağarasına davet etti. 6 ay orada nübüvvete hazırlandı. Cibril ile görüşecek seviyeye geldi ve nihayet kendisine ilk ilahi emirler verildi. Sonra gece ibadetiyle memur oldu. Gece ibadetiyle kemale ermesi emredildi. Sonra ‘Kalk ey Muhammed, insanları uyar ve onları hakkın yoluna çağır” emriyle insanlığı kutlu yola davet etti. Böylece Nübüvvet güneşi önce Mekke’yi sonra Medine’yi sonra tüm insanlığı aydınlattı. “O, insanları kendisine değil, Allah’a çağırdı…O insanları tevhide çağırıyordu. Tevhit, gerek ahlaki bozuklukların, gerek itikadi sapmaların, gerek iktisadi hayattaki çözülmelerin tashih ve tamirinin tek adresiydi. Tevhit inancıyla insanlar ahlaki bozukluklardan, ticari karmaşadan, sosyal bunalımlardan daha kolay kurtulacaklardı. Bu yüzden O, 13 yıl boyunca insanları tevhide ve ahlaka çağırdı. İnsanları darusselama, kurtuluş yurduna, dünya ve cennet hayatındaki güzelliklere çağırdı. Asla dünyalıklara, paraya, makama, mansıba, iktidara, güce davet etmedi. O insanları Allah’a kulluğa çağırdı. O kendisine değil, Allah’a çağırıyordu. Tevhit inancının gerçek hürriyet olduğunu anlatıyordu. Bize hürriyeti anlatıyordu. Hürriyet, nefse kulluktan kurtulup Allaha kul olmaktır. Ona kul olmak gerçek bahtiyarlıktır. Gecemiz mübarek olsun salat ve selam O’na olsun. Kaynak: Diyanet
Yorum yazarak Mihrap Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mihrap Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Mihrap Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Mihrap Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Mihrap Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mihrap Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Mihrap Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Mihrap Haber değil haberi geçen ajanstır.