17 Temmuz 2015 Tarihli Diyanet Cuma Hutbesi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan “Ramazan Mektebinin Öğrettikleri” isimli hutbenin 17.07.2015 Cuma günü Türkiye geneli bütün camilerde okunacaktır.

HUTBE KONUSU: RAMAZAN MEKTEBİNİN ÖĞRETTİKLERİ

Kıymetli Kardeşlerim!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s), şöyle buyuruyor: “Biliniz ki, Allah katında amellerin en makbulü, az da olsa devamlı olanıdır.”[2]

Bugün bir bayramımızı daha kutlamak için ikinci kez bu ulu mabette toplanmış aziz kardeşlerim!

Bayramınız mübarek olsun, Cumanız mübarek olsun. Ebedi bayramlarımızın müjdecisi olan bu bayramlardan Rabbim bizleri mahrum bırakmasın.

Kardeşlerim!

Bundan bir ay önce hep birlikte Ramazan mektebine kayıt yaptırdık. Bir ay boyunca bu okulda hep birlikte çok güzel bir eğitim aldık. Bu mektebin huzur ve bereket dolu sahurlarını, bizleri yücelten sevinç dolu iftarlarını doyasıya yaşadık. Sadece bedenlerimizi değil, gönüllerimizi rahatlatan teravihlere her akşam ayrı bir heyecanla koştuk. Ramazan boyunca Kerim kitabımızla yeniden buluştuk. Mukabelemizle Kur’an aşkımızı ve şuurumuzu pekiştirdik. Hira’ya yürüyen Muhammedü’l-Emin (s.a.s)’in derdiyle dertlendik. Vahyin muhatabı Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.s)’e adeta yoldaş olduk.

Fıtır sadakamızla, zekât ve infakımızla kazancımızı, zihnimizi, kalbimizi, dilimizi arındırdık. İbadetlerimizle, hayır ve hasenatımızla Rabbimize yakınlaşmaya çalıştık.

Aziz Müminler!

Ramazan mektebinde bir irade eğitiminden geçtik. Bu mektep, kötü alışkanlıkları terk edip güzel hasletler kazanmak için bir fırsat sundu bizlere. Türlü hengâmelerle kirlenen zihinlerimiz bu mektepte yeniden arındı. Türlü arzular peşinde bitap düşen nefislerimiz yeniden duruldu. Türlü meşgalelerle yorulan gönüllerimiz bu mektepte tekrar huzur buldu.

Ramazan mektebi, bir korunak oldu hepimize. Kavgalara, çirkinliklere, kötü sözlere, günah ve isyanlara karşı iç âlemimizi kapattık. Bu tür olumsuzluklara karşı sadece midemize değil aynı zamanda dilimize, elimize, gönlümüze bütün uzuvlarımıza iftarı olmayan bir oruç tutturduk. Dilimizin iftarı güzel sözlerimiz, gönlümüzün iftarı, güzel duygularımız oldu. Aklımızın iftarı, insanlığa huzur verecek bilgi ve düşünceler üretmek oldu. Elimizin iftarı hayırlı işlerimiz oldu. Gözümüzün iftarı, güzelliklere bakarak Yüce Rabbimizin kudret ve kuvvetini tefekkür etmek oldu.

Kardeşlerim!

Ramazan mektebi, bizler için bir sabır ve şükür eğitimine dönüştü. En uzun günlerde tuttuğumuz oruçlarımızla, sabrı öğrendik. Yeryüzünde açlık ve susuzluk çeken milyonların acısını, çilesini bir ay boyunca yüreğimizin derinliklerinde hissettik. Hissettikçe de elimizdeki nimetlere şükrettik. Bununla birlikte her bir nimetin emanet olduğunu, bir gün mutlaka geri alınacağını tekrar tekrar hatırladık.

Paylaşmayı, mutluluğun paylaştıkça çoğalacağını öğretti bizlere Ramazan mektebi. Birlik ve beraberliğin en nadide örneklerini gösterdi. İftar sofralarında hiç tanımadığımız kardeşlerimizle bir araya geldik, sevinçlerimize ortak olduk. “Sevdiğiniz şeylerden Allah için vermedikçe iyiliğe erişemezsiniz.”[3] âyetinin anlamını daha iyi kavradık. Vakit iyilik vaktidir diyerek etrafımızdaki yetim ve kimsesizlere, ihtiyaç sahiplerine, gariplere, ülkemize sığınmış mültecilere gönüllerimizi ve ellerimizi açtık. Kutlu Nebi’nin “Her iyilik bir sadakadır.”[4] müjdesi ile iyilik peşinde koşup ahiret yurduna hazırlık yaptık.

Kıymetli Kardeşlerim!

Ramazan mektebi, son günlerinde ömre bedel olan Kadir Gecesini hediye etti bizlere. Meleklerin esenlik, barış ve huzur mesajlarıyla üzerimize indiği Kadir Gecesinde bizler de namazlarımız, salat ve selamlarımız, zikir ve niyazlarımızla Rabbimiz katında kadrimizi artırmaya çalıştık. Bununla birlikte insanlığın yolunu aydınlatan son vahye mazhar olan bu gece Kur’an’la irtibatımız ölçüsünde değer kazanacağımızı, ya da değer kaybedeceğimizi bir kez daha hatırlattı hepimize.

Bütün bu güzelliklerle bizleri süsleyen Ramazan mektebi, nihayet bayramı bize takdim etti. Bir aylık eğitimin sonunda Rabbimizin bize olan bu büyük lütuf ve ikramına mazhar olduk. Şimdi sevinç zamanı; neşemizi, huzurumuzu birbirimizle paylaşma zamanı.

Ancak, hem yüreklerimizi burkup giden Ramazan hem de gönüllerimize neşe sunan bu bayram bizlere çok önemli bir mesaj veriyor. Bu kutlu günler, gerçek bayramlara ulaşmanın Ramazanda kazandığımız ulvi değerleri her daim koruyup bütün yaşam süreçlerimize yaymaktan geçtiğini bildiriyor. Böyle yaptığımız takdirde her günümüzün bir bayram olacağını, Ramazanın bizden hoşnut kalacağını haber veriyor.

Öyleyse Aziz Kardeşlerim!

Gelin, Ramazanın bize bıraktığı mirasa sahip çıkalım. Gelin, bütün hayatımızı Ramazan kılalım. Gelin bütün hayatımızı şerlere, haramlara, gayrı-ı meşru istek ve arzulara oruç kılalım. Gelin, on bir ay yolunu gözlediğimiz, özlediğimiz Ramazan da bizi özlesin. Bu bereketli misafir, tüm cömertliğiyle bir an önce yine gelsin, kapımızı çalsın, gönüllerimizi tekrar kuşatsın.

[1] Hicr, 15/99.[2] Müslim, Sıfâtu’l Münâfikın, 78.[3] Âl-i İmrân, 3/92.[4] Buhâri, Edeb, 33.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

16 Tem 2015 - 02:58 - Hutbe


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Mihrap Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mihrap Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Mihrap Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Mihrap Haber değil haberi geçen ajanstır.


Anket Sitemizde en çok hangi haberler ilginizi çekiyor?
Tüm anketler